Luna Nera ile 17. yüzyıl İtalya’sına gidiyoruz. Her kötü durumdan kadınların suçlandığı ve cadı ilan edilip yakıldıkları karanlık bir devrin hikayesi Luna Nera.
Seri Tiziana Triana‘nın kitap serisinden yine Tiziana Triana, Laura Paolucci ve Francesca Manieri tarafından uyarlanmış. Bölümler ise Paola Randi, Susanna Nicchiarelli, Francesca Comencini tarafından yönetilmekte.
İtalya’ya gidiyoruz. 17. yüzyılın karanlığında bilimin yok sayıldığı, kadınların ise her türlü kötü durumdan cadı olarak suçlandığı bir devir. Biri ölür bir kadın suçlanır, hava kötü olur kadın suçlanır gibi bir çok durumu örnek verebiliriz. İşte yine böyle bir şekilde büyükannesi ile üst sınıftan bir kadının doğumunu yaptıran Ade (Nina Fotaras), bebeğin öleceğini hisseder ve bunu sözlü olarak ifade eder. Nitekim öylede olur. Durumun nereye varacağını tahmin eden büyükanne Ade‘yi de alarak oradan uzaklaşır. Çok geçmeden de büyükanne cadı avcıları olarak yakalanır. Ade ise ufak erkek kardeşi ile bir başına kalır.
Burada araya girerek cadı avcılarından bahsedelim. Kim bu cadı avcıları? Benandanti klanı ve başlarındaki Sante kasabanın cadı avcıları. Sante karısının hastalanmasına cadıların sebep olduğuna ve tüm cadılar yakıldığında karısının iyileşeceğini düşünüyor. Biraz entrika lazım ama ama. İşte burada Sante’nin oğlu Pietro (Giorgio Belli) devreye giriyor. Tıp eğitimi için Roma’ya giden Pietro tam bir bilim insanı. Babasının aksine. Her durumu bilimle açıklayarak insanlar anlara gerçeği anlatmak istese de çabaları sonuçsuz kalıyor. Hee bir de ormanda karşılaşan Ade ve Pietro birbirlerine sırılsıklam aşık olurlar. Cadı avcısının oğlu cadıya aşık. Üstelik cadılara inanmıyor.
Ade‘ye geri dönelim. Büyükannnesi ölen ve kardeşiyle bir başına kalan Ade, büyükannesinin son sözlerinde bahsettiği ormandaki kadınları bulur ve kendi kimliğini, geçmişini ve ne olduğunu keşfeder. Tebe (Manuela Mandracchia) liderliğindeki cadı grubuna katılan Ade tüm kadınların özgürlüğü için bir mücadeleye dahil olur.
Luna Nera‘da içinizi sıkan bir karanlık var. Yapımın anlatısını daha gerçekçi kılması açısından iyi olan bu durum izleyenin sabrını sınayan diyalogların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Özellikle Sante‘nin yer aldığı sahnelerde “yeter sus artık” dememeniz imkansız.
Netlix’in İtalyan orijinal yapımı Luna Nera‘nın ikinci sezonun gelmesi çok büyük bir ihtimal. İlk sezon içinse üzülerek söylemek istiyorum çerezlik dizi olarak tabir edebileceğim seviyeden fazla uzaklaşamıyor. İzlenebilir, ilgi çekici bir hikaye ve yapım. Ne izledim ben, neden izledim gibi bir durum yaşanmıyor. Atmosfer, hikaye, mekan ve kostümler gibi iyi yanlar yok değil. Hakkını yemek istemem. Zaten hepi topu altı bölümden oluşan bir sezon. Ama bittiğinde etkisinden çıkamadığınız, herkese anlatıp önermek istediğiniz bir yapım değil. Tamam tüm yapımlardan bunu beklemek doğru değil ancak insanın en değerli varlığının zamanı olduğu da bir gerçek. Bir kaç bölüme hızlıca göz atıp devam edip etmemeye kendinizin karar vermenizi ya da ikinci sezonu bekleyip izlemeye öyle başlamanızı tavsiye edebilirim.
Luna Nera hakkındaki görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Görseller: Emanuela Scarpa/ Netflix
“Luna Nera 1. Sezon İnceleme” için bir görüş