Eva García Saénz de Urturi‘nin “Beyaz Kent” üçlemesinin ilk kitabı olan “El silencio de la ciudad blanca‘dan uyarlanan, gerilim ve polisiye türünü bir arada sunan İspanyol yapımı filmin ilk olarak isim karışıklığını çözelim. İspanyolca orijinal ismi “El silencio de la ciudad blanca” olan film bizde “Beyaz Kentin Sessizliği” adını alırken İngilizce konuşulan bölgelerde “The Silence of the White City” ve “Twin Murders: The Silence of the White City” isimleri ile izleyecisi ile buluşuyor. İnternet aramalarınızda, IMDb’de falan karşınıza çıkarsa karıştırmayın.
Geçmişte Vitoria‘yı korku kaplamasına sebep olan seri katil 20 yıl sonra hiç beklenmedik bir şekilde geri dönmüştür. Beklenmedik çünkü zamanında katil yakalanmış ve 20 yıldır hapiste cezasını çekmektedir. O zaman davaya bakan ve suçluyu yakalayan Unai López de Ayala (Javier Rey) yeniden davanın peşine düşer ve yanlış insanı yakaladığını düşünmek istemeyen Unai başta bir taklitçi olduğu fikri üzerinde durmaktadır.
Ailevi sorunları sebebiyle bir süre mesleğinden uzak duran Unai, hızlı bir şekilde görevine döner ve ortağı Estíbaliz Ruiz de Gauna (Aura Garrido) ile katilin peşine düşerler. Bir de başlarında yeni atanan Alba Díaz de Salvatierra (Belén Rueda) vardır. Şimdi neden bunların saydın derseniz iki karakter de filme yersiz bir dram katmak için kullanılıyor.
Beyaz Kentin Sessizliği tamamen ortalama bir film. Evet, kendisini izletiyor ancak unutulmaz bir yapım değil. Açıkçası her filmden bunu beklemek doğru mu bilmiyorum. Ancak bazı filmler vardır ki bittiğinde kahretsin ben izledim böyle der ve harcadığınız zamana üzülürsünüz. Ya da yarıda bırakırsınız. Beyaz Kentin Sessizliği en azından bunu yaşatmıyor. İlk yarım saatte sadece seyircinin öğrendiği katilin kimliği gerilimi arttırıyor olsa da katilin geçmişi ve kimliği konusunda sürekli yapılan hedef yanıltma bir süre sonra kabak tadı vermeye yaklaşıyor.
Son söz olarak Beyaz Kentin Sessizliği (El silencio de la ciudad blanca) özellikle türü seviyorsanız izleyebileceğiniz bir yapım. Bir çok benzer ve hatta daha iyi yapımlar bulunduğu bir gerçek. Kitap tanıtımlarından anladığım her kitapta Unai‘nin başrolde olduğu farklı vakalar ele alınıyor ve ikinci kitap ilk kitabın öncesinde geçiyor. Yani eğer diğer kitapların filmi yapılırsa hikayede mevcut olan boşlukların doldurulacağını tahmin ediyorum. Ancak şuan için bazı konular havada kalıyor. İzlemeye karar verirseniz tüm bu söylediklerimi göze alıp beklentinizi ona göre ayarlarsanız film keyifli zaman geçirmenizi sağlayacaktır.
“Beyaz Kentin Sessizliği (El silencio de la ciudad blanca) İnceleme” üzerine 2 görüş