Türkçe olarak Kafes adıyla yayımlanan Josh Malerman‘ın post-apokaliptik romanının film uyarlaması.
Görme duyusuyla insanları etkileyen ve onları intihara yönelten yaratıkların arasında iki çocuğu ile hayatta kalmaya çalışan Malorie‘nin (Sandra Bullock) hikayesi.
Görmediğiniz sürece güvende olabileceğiniz bir dünya.
Beş yıllık zaman dilimini anlatan filmde, Malorie‘nin hamileliğinden, çocukları ile güvenli bir yere ulaşma çabası arasında ki mücadelesini izliyoruz.
İki saatte anlatılacak zaman diliminin beş yıl gibi uzun bir süre olmasından dolayı mıdır bilinmez, o kıyamet sonrası dünyaya bir türlü izleyiciyi dahil edemiyor film. Her şeyden biraz gösterelim derken hiçbir şeyi tam anlamıyla anlatamamışlar, arada uzun boşluklar, kopukluklar var.
Spoiler Uyarısı!
Yazının bundan sonrası izlemeyenler için tat kaçırıcı bilgiler içerebilir.
Karakterlerin araba ile markete gittikleri sahnede gerildim. Aracın camlarını kapatıp navigasyon ve sensörlerle gitmek akıllıcaydı. Ama dönüşleri kolay oldu, hop evin garajında biti verdiler. Dışarıda yönlerini bulmak için ip kullanıyorlar. Malorie‘nin çocuklara taşlar ile yön bulma hakkında ders verdiği bir sahne var. Daha sonra hiç kullanılmayan taşlar. Bebekler doğduktan sonra o beş sene nasıl yaşadınız? Nasıl bir nehir kenarına gidip düzen kurdunuz? Bir de gördüklerine hayranlık duyan deliler var ki onlar hakkında da pek bilgi verilmiyor.
Beş yıl hayatta kalmalarına rağmen fazla akıllı çözümler üretemediklerini görüyoruz. Tek yaptıkları iple yön bulmak. Sanki beş yıl değilde 2-3 aydır bu durumda yaşıyor gibiler. Araba, navigasyon, sensör falan akıllıcaydı ama sandalla uzun bir yolculuğa çıkıyorsun, kendilerini ve yemekleri daha güvenli bir şekilde sabitleseler, battaniye altında durmak yerine bir kapalı kısım gibi bir şey yapsalar mesela. Bu gibi durumlar birleşince bir türlü o hayatta kalma mücadelesine dahil olamıyorsunuz.
İzlerken ilk olarak aklıma 2. sezonunu göremeyen Stephen King uyarlaması The Mist dizisi geldi aklıma. Siste görememeleri ve sise maruz kalınca halüsinasyon görüp kendilerine ve etraflarına zarar vermeleri benzettiğim noktalar. Kapalı alanlar güvenliydi ama sis girmediği için güvenliydi. Bird Box‘da ise yaratıklar kapalı alanlara giremiyor. Neden? Ayrıca orman sahneleri de bana The Forest‘ı hatırlattı.
Güvenli yerin ise görme engellerin yanı olacağı aklıma gelmemişti. Yalan yok, daha çok bir yer altı sığınağı falan düşünmüştüm. Film boyunca Bird Box‘ın yanlarında taşıdıkları kuşlardan dolayı olduğunu düşünmüştüm ama aslında vardıkları yer Bid Box, Kafes.
Spoiler Uyarısı!
Spoiler tehlikesi geçmiştir.
Kadrosunda Sandra Bullock‘ın yanı sıra Trevante Rhodes (Tom), Sarah Paulson (Jessica), John Malkovich (Douglas) gibi isimleri barındıran Bird Box, gerilim ve korkudan çok kıyamet sonrası senaryolarını seven ve zombilerden bıkmış olanlar için güzel bir seçenek. Puanlama kısmına gelecek olursak ise 10 üzerinden 6’yı hak ediyor.
Sandal hakkında sabitleselerdi falan diyorsun da sandal olayı zaten bir telsiz sonucu çıktı. Telsizden duydular gitsek mi gitmesek mi derken olanlar oldu. Yani o yüzden tabi ki önlemsiz olacaktı o sahne….
Haklısın aslında delilerle karşılaşmalarından sonra aceleyle gitmeye karar verdiler ama adam 15 dakika bekleyin gelmezsem gidin diyor. Az da olsa zamanı oluyor, tabi bir yandan gözleri bağlı nasıl yapsın diyor insan ama iki tane torbayı iple tutturmak gibi tedbir alma amaçlı şeyler 5 yıl gibi bir süre hayatta kalan biri için alışkanlık haline gelmiş olmalı diye düşünüyorum. Gerçi bu kısımlar kitapta nasıl geçiyor tam bilmiyorum, büyük bir ihtimal aslına sadık kalmak için böyle yapılmıştır. Yorumun için teşekkürler.
“Nasıl bir nehir kenarına gidip düzen kurdunuz?”
Bu soruyu yanıtlamam gerekiyor.Öncelikle nehir kenarında bir düzen kurmadılar.Erzak ve giyim ihtiyaçlarını bir evden karşılarken deliler geliyor.Tom’da delileri oyalıyor.O sırada Malorie Hayes ve çocuklar eve dönüyor.
“Bebekler doğduktan sonra o beş sene nasıl yaşadınız?”
Beş sene yaşamadılar.Şöyle düşün bir ipin ucunda iki kişi var,aynı anda birbirlerine koşarlarsa ikisi bir noktada buluşur.Film de aynı böyle.O nehir kenarına nasıl geldiklerini anlatıyor zaten.Ve dediğim gibi beş yıl gibi bir zaman dilimi verilmediğini hatırlıyorum.Örnek vermek gerekirse;
-Nehirde 20 saat.
-Nehirde 48 saat.
“Bir de gördüklerine hayranlık duyan deliler var ki onlar hakkında da pek bilgi verilmiyor.”
Bu da yanlış bir düşünce.Gördüklerine hayranlık duyan deliler hakkında bir bölümde bilgi veriliyor.Spoiler;
Olympia deli adamı içeri alıyor.O adam ise delilerden bahsediyor.Kalan boşluklar ise izleyiciler tarafından doldurulacak.
“Tek yaptıkları iple yön bulmak.”
Olayın yaşandığı tarih hakkında bir bilgimiz yok.Teknolojik cihazlar çalışmıyor.İletişim sadece telsizle sağlanıyor.
“Araba, navigasyon, sensör falan akıllıcaydı ama sandalla uzun bir yolculuğa çıkıyorsun, kendilerini ve yemekleri daha güvenli bir şekilde sabitleseler, battaniye altında durmak yerine bir kapalı kısım gibi bir şey yapsalar mesela.”
İyi bir fikir fakat yanlış bir algı.Gözleri bağlı bir şekilde çok tatmin edici şeyler yapamamaları gayet normal.
“Bird Box‘da ise yaratıklar kapalı alanlara giremiyor. Neden?”
Benim filmden çıkardığım özet kadarıyla bu özel hayatı ihlal edemeyen kötü insanları temsil ediyor.
İyi akşamlar.
Öncelikle yazıyı okuduğun ve yorumunu paylaştığın için teşekkür ederim. Üzerinden bir süre geçtiği için filme bir kez daha göz attım.
Çocuklarla beraber yaşadıkları ev nehir kenarında. Delilerle karşılaşmaları sonucu Malorie çocuklarla eve geri dönüyor. Filmin ilk sahnesinde Malorie’nin çocukları alıp çıktığı ve sandala bindikleri yer.
Beş yıl konusuna gelecek olursak, olayların ilk başladığı zaman Malorie’nin hamile olduğunu öğrendiğimiz zaman -olayların başlangıcı- ile çocuklarla nehirde yolculuğa çıkması arasında 5 yıl var.
Deliler konusunda pek bilgi verilmediğinden bahsetmiştim. Ben daha fazla bilgi verilmesini beklerdim. Yani neden bu kadar hayranlar? Gördükleri, hissettikleri hepsinde aynı mı? gibi. Burayı dediğin gibi seyirciye bırakmışlar ancak dediğim gibi bence filmin doldurması daha iyi olabilirdi.
Bebeklerin doğumundan -olayların başlangıç zamanından- itibaren beş yıl yaşadıkları için gözleri kapalı olarak yaşama konusunda yeteri kadar beceri sahibi olmalarını bekliyor insan.
Kapalı alana girememe konusundaki fikrin ise değişik bir bakış açısı, olabilir yani.
Tekrar teşekkürler. 🙂
Filmin içeriğinde ki olay örgüleri arasında bulunan zaman zarfına dikkat etmedim,sanırım bu da benim kusurum.Filmden çıkardığım gizli anlam şu;
“Biz hepimiz dışarıda kötülük olduğu için kendimizi eve kapatıyoruz.Çıkarsak ise kötülüğe çağrılıyoruz,bir nevi arkadaşların bağımlılığa teşviki gibi.Herkes için geçerli değil ancak çoğu yerde bu gerçek.Yani eğer bu kötülüklere gözümüzü kapatıp kendi yolumuzdan gidersek,ancak o zaman hayatta kalabiliriz.Hayatta kalmaktan kastım ise iyi bir insan olmak ve iyi insanların içinde yaşamak.”
Ama filmde bir yer dikkatimi çekti ve bunu söylemeden geçmek istemiyorum.Canavar’ı ilk başta Malorie’nin arkadaşı gördü.Yakınlık derecesini tam hatırlamıyorum.Ama Malorie görmedi.Ve başka bir hata ise Canavar bir salgın hastalık olmasına rağmen geldiğinde kuşlar ötüyor yada yapraklar bir etki alanına girerek havalanıyor.Bundan da bir anlam cidden çıkaramadım.
Deliler konusuna gelirsek,ben hayranlık duydukları şeyin görüntü değil icraat olduğunu düşünüyorum.Filmde bir bölümde Howery mitlerde ki yaratıktan bahsetmişti.İnsanın en kötü kabusunun şekline giren bir yaratık.Yani kötülüğün boyut bulmuş hali.Deliler ise bu kötülüğü istiyorlar.Yani onlar kötü oldukları için deliler.İntikam istiyorlar.Bu da onları tatmin ediyor.Hem de çok tatmin ediyor.