Gizli bir öğrenci topluluğu etrafında dönen olağanüstü olayların konu edinildiği korku türündeki Ares, Netflix’in ilk Hollanda yapımı orijinal dizisi.
Ares hakkında bol bol spoiler içeren açıklamalar yapacağım. Yazı içerisindeki spoiler uyarılarına dikkat ediniz. Öncelikle şu ilk Hollanda yapımı olayına açıklık getirelim. Undercover vardı hani? O Belçika – Hollanda ortak yapımı olduğu için sayılmıyor. Üzgünüz Undercover.
Genç bir kızın, üniversiteyi kazanıp Amsterdam‘a gelmesi, gizli bir örgüte katılması ve intihar sahnesi ile açılışı yapan Ares, bize dizi hakkında bir ön bilgilendirme sunuyor.
Ardından birinci sınıf tıp öğrencisi olan Rosa Steenwijk (Jade Olieberg) ile tanışıyoruz. Rosa, babası (Dennis Rudge) geceleri çalıştığından dolayı hasta annesi Joyce‘a (Janni Goslinga) göz kulak olması gereken ve maddi koşulların etkisiyle de kendi potansiyelini sınırlamış bir gençtir. Uzun zamandır görmediği yakın arkadaşı Jacob Wessels (Tobias Kersloot) çıkıp gelince olaylar gelişmeye başlar.
Gittikleri bir mekanda Jacob‘un orada bulunmalarından rahatsızlık duyduğu Carmen (Lisa Smit), Roderick (Robin Boissevain) ve Marije (Jennifer Welts) tanışınca elit kesimden oluşan şeytani, gizli bir öğrenci topluluğunun kapıları Rosa için aralanır.
Ares‘ten bahsedelim. Varlığını Holanda‘nın Altın Çağı’na (Hollanda tarihinde 1585-1702 yılları arasındaki bu dönemde Hollanda bilim, ticaret ve sanatta en gelişmiş ülkelerden biri haline gelmiştir. Wikipedia) dayandıran Ares topluluğu, seçkin ailelere mensup yada gelecek vaat eden öğrencileri kabul eden ve kendisini Hollanda gibi küçük bir ülkenin Dünya’nın en gelişmiş ülkelerinden biri olmasını kendi başarıları olarak gören gizli bir cemiyet.
Spoiler Uyarısı!
Yazının buradan sonraki kısımı spoiler içermektedir.
Ares dizisindeki yaratık, Bael nedir?
Uyarımızı yaptığımıza göre açık açık konuşabiliriz. Öncelikle şu yaratıktan bahsedelim. Beal. Ares‘in sakladığı büyük sır. Son bölümde öğreniyoruz ki aslında bir yaratık yok, doğaüstü bir kuyu. İnsanların yaptıklarından dolayı hissettikleri suçluluk duygusunu kustukları bir kuyu. Böylelikle Ares üyeleri amaçlarına ulaşmak uğruna yaptıkları tüm kötülüklerin yüklerini kusarak bunlardan arınıp rahat bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar. Yada bunu başarabilecekler Ares‘e kabul ediliyor. Yani Beal içlerindeki suçluluk duygusunun bir tasviri.
Ares sezon finalinde ne oldu? Sonu nasıl bitti?
Rosa kuyuya atladı, sonra ne oldu? Rosa diğerlerinin yaptığı gibi bu kötü hisselerinden kaçmak yerine yaptıklarının yükünü taşımaya, onunla bir olmaya karar verdi ve Beal’i (yüzyıllardır bir kuyuda biriktirilen tüm o suçluluk duygusunu) serbest bıraktı. O yüzden kuyudan çıktığında gördüğü, günahlarından kaçan herkes hayatına son verdi. Kaçtıkları şey Rosa yada Beal değil işledikleri suçların getirdiği yüktü. Babası ile sarılması, babasının diğerlerinin aksine hataları ile yüzleşebilen biri olması. Jacob‘un parmaklarını değdirerek insanları intihara sürüklemesi de aynı şekilde işliyor.
Spoiler Uyarısı!
Spoiler son bulmuştur.
Ares‘in tanıtımını ilk gördüğümde aklıma ilk olarak The Order geldi. Tamam her ne kadar sonradan kendisini biraz boşmuş olsa da The Order‘da güzeldi. Ancak Ares ile kıyaslayacak olursak Ares daha karanlık, daha gizemli ve daha yetişkinler için. Korku türünde sınıflandırılan Ares, her ne kadar yer gerilime sebep olasa da korkudan çok rahatsız edici sahneler barındırıyor.
Pieter Kuijpers, Iris Otten ve Sander van Meurs tarafından yaratılan Ares‘in oyuncu kadrosunda ise Jade Olieberg, Tobias Kersloot, Lisa Smit gibi pek çok -açıkçası benim daha önceden tanımadığım- başarılı genç oyuncu yer alıyor. 30’ar dakikalık sekiz bölümden oluşan ilk sezonunda kısa süreye rağmen hikaye ve karakterler son derece yoğun bir şekilde ele alınıyor. Zaman ayırmanızı ve izlemenizi tavsiye edebilirim. İzledikten sonra yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim.
Görsel:Netflix
“Ares 1. Sezon İnceleme” için bir görüş