Netflix‘te gezinirken bulduğum ve orijinal ismi “Bianca come il latte, rossa come il sangue” olan İtalyan yapımı film, aynı adı taşıyan romanın uyarlaması. Konusu ise ergenlik dönemindeki Leo ve aşık olduğu kanser hastası Beatrice ve en iyi arkadaşı Silvia arasında geçenler…
İlk görüşte gençlik filmi olduğu anlaşılan romantik komedi, dram filmini açıkçası hiç bir beklentim olmadan izlemeye başladım. Ancak sonrasında işler değişti ve izlerken zevk aldığım bir filme dönüştü.
Biraz daha detaylı anlatmak gerekirse, -spoiler yok, spoiler kötü- fırlama tip olarak adlandırabileceğimiz Leo, üst sınıfından Beatrice adında bir kıza aşıktır ve dikkatini çekip tanışmak için taklalar atmaktadır. Bir de bu Leo’nun gözünün dibinde ona aşık olan Silvia var. Hayat acımasız.. Beatrice kanser hastasıdır. Leo, sevdiği kızı hayatta tutabilmek için elinden geleni yaparken bir yandan da ailesi, okul ve çevresi ile uğraşmaktadır. Bu süreçte en büyük destekçisi ise aralarının pek iyi olmadığı öğretmeni olacak. Tabi sonra olaylara Silvia’da dahil oluyor ama spoiler yok dedim bir kere devam edersem tadı kaçacak.
IMDB puanı 6.2 olan filmi siz 7 gibi düşünün ve Süt Gibi Beyaz, Kan Gibi Kırmızı‘ya bir şans verin derim. İzledikten sonra geri gelip yorumlarda fikrini paylaşırsan ayrıca sevinirim.