Gone Girl (Kayıp Kız), Gillian Flynn‘ın aynı adlı eserinden uyarlanan, başrollerinde Ben Affleck ve Rosemund Pike‘ın yer aldığı, 2014 yapımı David Fincher filmi.
Polisiye türündeki Gone Girl, beşinci evlilik yıl dönümlerinin sabahında her şey sıradan, olması gerektiği gibi ilerlerken Nick Dunn (Ben Affleck) komşusundan gelen “Kapınız açık haberiniz olsun.” şeklindeki telefon sonrasında eve gidip eşi Amy‘nin (Rosemund Pike) kaybolduğunu ve evde devrilen eşyalar olduğunu, bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ederek polise haber vermesiyle başlıyor.
Doğal olarak evlilik yıl dönümünde kaybolan bir eş olunca oklar direkt diğer eşe yöneltiliyor. Polisin evdeki araştırmaları ve Nick‘in verdiği cevaplarla da evliliklerinin yolunda olmadığını anlamak ve Nick Dunn‘ı eşi Amy Dunn‘ın (Muhteşem Amy) kaybolmasından sorumlu tutmak zor olmuyor.
Gone Girl‘ün ilk yarısında karakterlere karşı hissettiklerimiz ve kafamızdaki şüpheler, ikinci yarıda apayrı bir hal alıyor. Gone Girl, her ne kadar iki buçuk saat gibi uzun bir süreye sahip olsada seyirciyi sürekli suçluyu bulmaya, gizemleri çözüp kimin haklı kimin haksız olduğuna karar vermeye çalıştırdığı için sıkılmadan ve filmden kopmadan izlenebiliyor. Gone Girl için tam bitti derken olaylar değişiyor. Sonra tamamdır bu böyle oldu, o da hapse gider biter diyorsunuz. Ama bitmiyor başka bir şey oluyor ve sizi yeniden şaşırtıp yine sorgulamaların içine atıyor.
Beklenmedik bir son ve sorularla seyirciyi baş başa bırakan, 2014-2015 yıllarında bir çok ödül ve adaylık (Rosamund Pike‘a Oscar adaylığı başta olmak üzere.) elde eden Gone Girl için puan vermek her ne kadar gereksiz de olsa adeti bozmamak adına benim puanım 9. İzledikten sonra yorumlara gelinde spoilersız konuşalım şu filmi.
“Gone Girl İnceleme” üzerine 2 görüş